Başkanın Görüşü
GÜÇLENEN
ticari ve ekonomik ilişkiler AĞIMIZLA
DAHA GÜÇLÜ ÜLKE OLMAYA DOĞRU İLERLİYORUZ.
Türkiye ihracatının rekor üstüne rekor kırmasında rol
oynayan ticari ve
ekonomik ilişkilerimiz,
gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde ticaret kanallarının Türkiye ve Çin ile
birbiriyle olan bağını daha güçlendiriyor.
Çin'in modern İpek Yolu olarak adlandırılan "Bir Kuşak,
Bir Yol” projesi Ülkeler arasındaki ticareti geliştirmeyi hedefliyor. Proje aynı
zamanda doğusu ve batısı arasındaki
halkın yoksulluktan doğan eşitsizliğini azaltmak ve proje güzergâhındaki
ülkelerin bağlantılarını pekiştirerek bölgesel bir ticaret ağı yaratmayı
amaçlamaktadır. KOBİ'lerin finansmana kolayca ulaşıp daha fazla ihracat yapması
kadar önemli olan ticaeri ve
ekonomi iliskiler , hem ürün - hizmet sirkülasyonunda, hem de zamanın en
verimli şekilde kullanılmasında anahtar vazifesini görmektedir. Ülkemizin
coğrafi üstünlüğü dikkate alındığında ticari ve ekonomik iliskiler yapılan yatırımlarla farklı ulaştırma ve iletisim sistemleri
geliştirilip uluslararası ticarette kalıcı avantajların oluşması
sağlanmaktadır. Dünya genelinde tacirler tarafından bir yerden başka bir yere
kazanç elde etmek için taşınan her mal, aynı zamanda teknolojik gelişimin
ürünleri olarak insanların yaşam kültürlerine tesir etmektedir. Dünyayı
değiştiren, medeniyetin ve teknolojinin ilerlemesini sağlayan ana araçlardan
biri olan ticaret yollarının bütünleştiği ticari ve ekonomik iliskilerdeki baş döndürücü gelişim, artık refah seviyesi
yüksek bir ülke olma hedefimizde göz ardı edilmeyecek kilometre taşlarından
birisi olarak görülmektedir.
Türkiye, sahip olduğu coğrafi üstünlüğünü, son 20 - 25 yılda
geliştirilen farklı iletisim
sistemleriyle kalıcı bir avantaja dönüştürüyor. Hepimizin bildiği gibi ülkemiz
sadece Doğu ile Batı arasında değil Kuzey ile Güney arasında da ciddi bir iletişim aksıdır. Bu kapsamda
raylı sistem ve kara yolu avantajlarını deniz ulaşımıyla entegre etmeye
çabalayan Türkiye, kurduğu büyük yatırım ve lojistik merkezleriyle dikkatleri
çekiyor. Böylece Türkiye-Avrupa güzergâhının yanı sıra Karadeniz’de, Hazar
Denizi ve ülkemiz ile Kuzey Afrika ülkeleri arasında kurulması planlanan yeni
Ro-Ro hatları, Türkiye’ye lojistik ve dış ticaret anlamında ciddi kazanımlar
sağlamasını bekliyoruz.
Öte yandan Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ticaret ağının tam
merkezinde yer almamız da lojistik ve ticaret cephesindeki güçlü duruşumuz için büyük bir motivasyon
kaynağı olmaktadır. Çin gibi dünyanın en büyük ticari oyuncusunun elindeki
büyük potansiyelden pay almak için lojistik ve yatirim sektörüne yapacağımız her bir yatırım bizlere avantaj
olarak dönecektir. Artık kamu otoritesinin de pandemi, savaş ve diğer
nedenlerden dolayı sık sık karşılaştığımız ekonomik krizlerin yeni
imkânları beraberinde getirdiği
gerçeğini göz ardı etmeden ihracat alanında lojistik sektörünün gelişimine daha
fazla katkı sağlama zorunluluğu da kaçınılmazdır.
Daha mutlu yarınlar için fırsatlar önümüzdedir. Gelecek yıllara doğru yol
alırken, Türkiye’nin ticaret alanlarının
lojistik ve taşımacılıktaki büyük atılımlarından sağlayacağı faydanın,
ülke insanının refah seviyesini de yükseltmesini ümit ediyoruz.